Dudak Damak Yarıklarında Konuşma Terapisi

Dudak damak yarıklığı, doğuştan olan bir çeşit ağız ve yüz şekil bozukluğudur.  Çocuk doğar doğmaz fark edilir. İkisi bir arada veya ayrı olarak görülebilir. Dudak ve damak yarıkları toplumda yaklaşık 1/700 oranında konjenital (doğuştan) olarak görülen ve en sık rastlanan baş-yüz (kranyofasyal) anomalisidir. Dudak yarıkları hamileliğin 4. haftasında, damak yarıkları ise hamileliğin 4-8. haftaları arasında dudak ve/veya damak dokularının orta hattaki birleşmesinin duraksaması ile oluşmaktadır. Dudak damak yarıklıkları bazen bir sendromla beraber de görülebilmektedir. Dudak ve damak yarıklığının eşlik ettiği yaklaşık 300 sendrom bulunmaktadır. Bir bölümünde yalnızca dudak yarıklığı görülürken bir bölümünde de hem dudak hem damak yarıklığı görülebilmektedir.

Dudak yarıklığının konuşma gelişimi ve özellikleri üzerinde ciddi bir etkisi olmazken damak yarıklığı dil ve konuşma sorunlarına neden olabilir. Yarık damaklı çocuklar, anormal bir ses üretme mekanizmasıyla doğmuş çoğunlukla diğer gelişimleri normal olan ve dil yetisine sahip olan çocuklardır. Ancak konuşma üretimini sağlayacak mekanizmaları yetersizdir.  Bu yetersizlik, bazı vakalarda ameliyat sonrasında da devam etmektedir. Bu tabloya orta kulak iltihabı, işitme kaybı ve diş sorunları da eklendiğinde yarık damaklı çocuklar dil ve konuşma gelişimi açısından ciddi bir risk altında bulunmaktadırlar. Ayrıca bir sendroma bağlı olarak ya da olmayarak damak yarıklığı olan çocukların büyükçe bir kısmı normal bir konuşmaya sahip olabilmesine karşın % 20’lik bir kesimde ciddi dil ve konuşma sorunlarına rastlanabilmektedir.

Yarık damaklı çocukların dil ve konuşma gelişimi açısından sahip oldukları risk düşünülerek erken dönemden itibaren bir dil ve konuşma terapistinin danışmanlığıyla yapılacak çalışmaların yanı sıra uygun tedaviler ve terapiler, normal ya da normale yakın bir dil gelişimine sahip olma olasılığını arttırır. Dudak damak yarıklığında terapide esas amaç ağız içi hava basıncını arttırmak, burundan hava kaçağını önlemek ve yanlış artikülasyon alışkanlıklarını engellemektir.

Artikülasyon gelişimi damak ve çenenin iskelet yapılarının gelişimi; dudaklar, dil, velofarengeal sfinkter ve solunum sistemi gibi konuşma mekanizmasının hareket eden kısımlarının sinir-kas kontrolündeki artış; bilişsel gelişim,  bireyin iletişim kurmak için sahip olduğu motivasyon gibi sosyal beceriler arasındaki karşılıklı etkinin bir ürünüdür. Yaşamın ilk birkaç ayında yarık damaklı ve yarık damaklı olmayan çocuklar arasında çok az fark vardır. Yarık damaklı yeni doğanlar, yarık damaklı olmayan yaşıtlarına benzer şekilde ağlama ve gığıldama sesleri çıkarırlar. Bunun nedeni tüm çocukların velofarengeal sfinkter üzerinde sınırlı bir kontrolü olması ve artikülasyon kaslarındaki hareketlerin olgunlaşmamış olmasıdır. Fakat ilk 4-6 ay içinde yarık damaklı olmayan bebekler gibi ünsüz-ünlü sıralı mırıldanmalara başlarlar. Damak yarıklığı düzeltilmemiş bebeklerse ağız içi basınçları yeterli olmadığından bu sesleri üretemezler. Bu sebeple bu dönemde normal bebeklerde çıkan /b/, /d/, /g/ sesleri yarık damaklı bebeklerde görülmez. Ameliyat öncesi ses üretimleri, dudak ve dil seslerinin olmaması,  gırtlak ve genizsi seslerin baskınlığı ile kendini gösterir. Bu durum fizikseldir ve ağız içi mekanizmanın yapısal yetersizliğinin bir sonucudur. Ameliyat sonrası dönemde mekanizmanın düzelmesi normal konuşmayı kolaylaştırır. Çocuklar ağız içi yapılarındaki değişimi keşfettikçe dudak ve dil artikülasyonlarında artış olur. Ancak yine de normal gelişimle kıyaslandığında bir gecikme bulunmaktadır. Bazı çalışmalar daha erken dönemde ameliyat edilen çocuklarda, geç dönemde ameliyat edilenlere göre normal artikülasyonun daha hızlı kazanıldığını göstermektedir ve gözleme dayalı kanıtlar da bunu desteklemektedir.

Yarık damaklı çocuklarda en yaygın konuşma sorunlarından biri rezonans sorunlarıdır. Damaktaki yarıklık, kasların etkin bir şekilde çalışmasını engelleyerek konuşma sırasında gerçekleşmesi gereken yumuşak damağın kapanma hareketinin tam olarak gerçekleşememesine ve buruna hava kaçağı (velofarengeal yetersizlik) olmasına neden olmaktadır. Bu da burunsu veya genizsi (hipernazal) bir rezonans ile sonuçlanmaktadır. Bu sorun cerrahi tekniklerle ve/veya terapi ile çözülmeye çalışılmaktadır.

 Dudak damak yarıklığı olan çocuklarda ses kısıklığı gibi sorunlar da görülebilir. Velofarengeal kapanmayı telafi etmek için yapılan gırtlak yapısındaki bazı aşırı hareketlerin buna neden olduğu sanılmaktadır. Kapanmayı arttırmak için yapılan aşırı zorlama ses tellerinin yapısını bozarak ses telleri üzerinde nodüllere sebep olur.

Görülen artikülasyon kusurları, yumuşak damağın buruna giden yolu tam kapatamaması sonucu buruna hava kaçması, ağız içi basıncın yeterince sağlanamaması ve diş yapısındaki bozukluklar nedeniyle oluşur. Özellikle /b/, /p/, /t/, /d/, /s/, /z/, /ş/, /ç/ ve /f/ sesleri etkilenir. Konuşmanın genelinde genizsi ses hakimdir. Aynı nedenler söz konusu olmadan ortaya çıkan velofarengeal yetmezlikte  (yumuşak damağın hareketinin kısıtlı olması nedeniyle) yukarıda belirtilen özelliklerde konuşma bozukluğu görülür.

 Dudak, damak yarıklı çocukların tedavisi bir ekip olarak yapılır. Bu ekip içerisinde dil ve konuşma terapistleri çocuğun anlaşılabilir bir dil geliştirmesine yardımcı olur. Çocuğun gereksinimleri doğrultusunda dil gelişimi ve artikülasyon ile ilgili terapileri yürütür.

Hafize Eva Yılmaz
Dil ve Konuşma Terapisti

Bootstrap